14 Aralık 2015 Pazartesi

Blood Beat (1983)





   1980’lerin başı video ev sistemlerinin yükselişe geçtiği yıllar olarak, sinema tarihinin hemen hemen tüm eserleri evlerin en yakına açılan ‘‘Videocu ‘‘ dükkânlarla izleyiciye sunulurken, diğer yandan katliamın başladığı yıllar olarak adlandırılabilir. 

Katliam yıllarından ise 1970’lerin sonundan 1980’lerin ortalarına kadar altın çağlarını yaşayan slasher filmleri, vhs döneminde en ilgi çeken filmler olarak nitelendirilebilir. Özellikle Beyaz perde de ki daha yüksek bütçeli filmlere göre, vhs filmleri türdeşlerinin izinden giden bu ucuz yapımlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknik detaylar açısından standart ölçülerde hatta zaman zaman vasatın altında kalsalar da sinemanın büyüleyici ve sıra dışı atmosferini evlere taşımakta üstlerine yoktur. 

Peki, şimdiye kadar izlediğiniz en tuhaf slasher filmi hangisi?

Eğer Blood Beat (1983) izlemediyseniz bu sıra dışı filmi izledikten sonra cevabınızı alabilirim.


   Fabrice A. Zaphiratos tarafından yönetilen filmin senaryosu da kendisine ait. Zaphiratos bu filmden sonra başka bir film çekmemiş. Aslına bakılırsa en az 3 farklı film çıkartabileceği bir senaryoyu tek filmde kullanması maddi imkânlarla alakalı bir durum olarak değerlendirilebilir. Filmde yer alan oyuncuların da kariyerlerinin başlangıcı ve bitişi Blood Beat ile gerçekleşmiş.



 Kusursuz bir durağanlık içinde seyreden Blood Beat,85 dakika içine kanlı cinayetler dışında, sıra dışı olaylar zincirini de içinde barındırıyor. Wisconsin de doğa ile iç içe yaşan orta yaşlı bir çifti çocukları ziyarete gelir. Evin genç oğlanı Ted ailesine sürpriz olarak yanında kız arkadaşı Sarah’ı da getirir. Ve tüm tuhaflıklar silsilesi de bundan sonra ortaya çıkmaktadır. Evin annesi olan Cathy psişik güçleri olan bir ressamdır. İlginç bir şekilde Ted’in yanında getirdiği kız arkadaşı Sarah’ın da psişik güçleri bulunmaktadır. Burada ilgi çekici olan kısım iki psişik güçlere sahip kadının karşı karşıya geldikten sonra zincirleme bir felaket reaksiyonun ortaya çıkması, ancak final sahnesindeki akıl almaz hesaplaşmayla son bulmaktadır. Slasher filmlerinin gelen yapısına bakacak olduğumuzda Donald Reagan döneminin sosyal sorumluluk iflası, sosyal sınıfların ve sosyal politikaların bir eleştirisi olarak karşımıza çıkarlar. Ancak Blood Beat farklı bir noktadır. Geçmişten gelen bir hesaplaşma olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu kanlı filmde karşımıza çıkan gaddar katil devasa bir samuraydır. Filmin final sahnesindeki geçmişle hesaplaşma görüntüleri seyirci de şok yaratması üzerine tasarlanmış.Bu hesaplaşma Birleşik devletlerin, İkinci Dünya savaşında Japonya da yarattığı korkunç yıkımla alakalıdır.



Ne kadar kötü ya da ucuz bir film olarak nitelendirilse de Blood Beat (1983), bir dönem video furyasından çıkmış iyi yapımlardan biri olarak izlemeye değer bir yapım.Özellikle slasher türüne ilgi duyan korku izleyicilerinin göz ardı etmemesi şiddetle öneriyorum.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails