12 Aralık 2014 Cuma

Silent Night,Deadly Night (1984)



Slasher furyası 80'ler de korku anlatı diline ve estetiğine tartışmasız önemli katkılarda bulunmuştur. Her ne kadar tür temelde kesimhaneyi andırsa da cinayetleri işleyen katillerin bir izleyicileri  derin bir psikanalitik okuma denize attığı kuşkusuzdur.



Bu yazı 08.12.2014 tarihinde Radiorgasm.net adresinde yaptığım Deli Lordun Günlükleri adlı programdaki konun detaylandırılmış halidir. İsteyenler listeyi yayın akışıyla birlikte takip edebilirler.

                        ''Radyo yayını dinlemek için buraya tıklayınız''



Özne,nesne ve mekan üçgeni bir çok slasher filminde baş şablonlardan biridir.Günümüzde slasher filmlerinde daha çok mekan kavramı üzerinden ilerlenmektedir.

Silent Night,Deadly Night'ta dönem slasher furyasının tavan yaptığı yıllara ait olan çarpıcı bir film.Hatta Wes Craven'in modern miti olan A Nightmare on Elm Street serisinin ilk filmiyle aynı gün Amerika'da gösterime girmiş.

Charles E. Sellier Jr.'ın yönetmenliğini yaptığı filmde oyuncu kadrosundan dikkat çeken isimler ise Linnea Quigley,Charles Dierkop ve Britt Leach.

Senaryo açısından Silent Night,Deadly Night bizlere o döneme kadar pek rastlanmayan bir durumla karşılaştırır. Tüm film boyunca filmi katilin ruh haliyle izleriz. Tüm film boyunca yaşanan bir kırılma ve daha sonrasında olanları an ve an izleyiciye sunmaktadır. Bu durum filmin gerilimini de artırmıştır.

24 Aralık 1971 yılından başlayan film,baş kahramanımız Billy Chapman'ın ailesiyle birlikte akıl hastanesinde bulunan dedesini ziyarete gitmesiyle başlar. Tüm kırılma anıda burada gerçekleşir. Hiç konuşmayan dede doktorlar ve yetişkin aile fertleri odadan çıktıktan sonra Billy'e dönüp  noel baba hakkında ne bildiğini sorar ve ardında gerçekleri açıklar. Hastaneden çıktıktan sonra yaşadıkları olaysa tüm Billy'nin kaçınılmaz olanla yüzleşmesidir.

Mit olarak Noel baba çocukları ailelerinin istedikleri gibi davranmaya iten bir yapıdadır. Ancak bu özel mülkiyetlere izinsizce sızan ve hediyeler dağıtan karakterin ödülü hak etmeyene ne yaptığını bilmemekteyiz.Günümüzde Noel baba ve Palyaço figürleri eğlencenin dürtüsel olanla kaynaştığı mekanlarda soyut varlığını hissettirmektedir. Burada cinayet işleyen Noel baba figürü Jung'un trickster arketipi adını verdiği kolektif bilinç dışı imgeyle önemli paralellikler bulundurmaktadır. Yaşlı bilge adam imajı bir anda cezalandırıcı bir kötülük timsaline dönüşmektedir.



Geleneksel bir figür olan Noel Baba'nın modern şehir yaşamının içinde lanet bulaşmış olumsuz bir motif olarak karşımıza çıkmasıysa modernle geleneksel arası çatışmayı vurgulamaktadır. Freudian olarak anal çağrışımlara denk düşen Noel Baba, özel mülkiyet ihlalci tutumu ve teolojik terbiye edici rolüyle bir bağlamda kamu ve özel alan haklarını tehdit eden bir motif olarak da yorumlanabilmektedir.

Billy Noel babaya takıntılı bir çocuktur. Ona olan inanç takıntısı ve daha sonrasında yüzleştiği ailesini katleden noel baba imajı onu derin bir travmaya sürükler.Daha sonrasında küçük kardeşiyle birlikte yetimhanede yaşamaya başlayan Billy buradaki tavırlarıyla da yaşamış olduğu travmanın belirtilerini gösterir.




Filmin bir diğer dehşete kapılmamıza neden olan sahnesiyse Billy'nin , sevişen iki genci dikizlerken yaşadığı flash backlerle bilmecenin çözümünü sağlar. Beden parçalarından bütüne gidiş ve zihindeki kodlar dışında. Burada Noel baba figürünü oedipal dönemin hadım eden baba figürüne daha yakın bir yerde olduğunu gözlemleriz. Akıllarda bir soru işareti yaratsa da daha sonrasında gelen sahnelerle bütünlük sağlanmaktadır.Burada ki tanıklık eylemi  ise travmanın kendisinde güç alınan bir enerji yardımıyla özdeşleşme oluşturduğunu sergiler.

Billy olgunlaşır , endişe ve travmalarına ket  vurarak hayata adapte olmaya çalışır. 18 yaşında bir oyuncakçı da işe başlar. Böylece bir dönem kahramanı olan Noel Baba karakteriyle bütünleşeme tamamlanır. Daha sonrasında ise Trickster aketip dışa vurumu gerçekleşir. Beyaz huzurlu bir geceyi , kırmızıya boyayarak kendi gerçekliğini bütünleştirmiş olur.

Filmin sonu ne kadar ilahi adaletin yerine bulduğuna dair bir göndermeyle bitse de son kare bizlere sonsuz kötülük döngüsünün bitmeyeceğini tarif etmektedir.



Silen Night,Deadly Night (1984), hem anlatı dili olarak , hemde ele aldığı figürün işlenişi olarak slasher furyasının farklı örneklerinden biridir.Filmin devam serisi ve re-make yapımları olsa da ilk versiyonu kadar sükse yaratmamıştır.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails