28 Mart 2011 Pazartesi

Thergothon - Fhtagn-Nagh Yog-Sothoth (1991) + Stream From The Heavens (1994)




Bir çoğunuz benim kritiklerimde Death Metal, Death/Grind, Brutal Death Metal, Slam Death Metal vb türlerde şeyler okudu. Okuyucular hangi yazıyı kim yazmış diye takip ediyor mu bilmem gerçi ama genel olarak bu türleri yazdığım doğrudur. Fakat sadece bu türleri dinlediğimde yoktur. Extreme şeyler mi dinlerim? Evet Extreme şeyler dinlerim. Gel gelelim Extreme deyince illede Blastlar, Çift Kroslar, Çok hızlı riffler vs gibi şeyleri anlamam. Şu anda kritiğini yapacağım Finlandiyalı grup Thergothon, Funeral Doom Metal denilen türü ortaya çıkaran gruptur. Funeral Doom Metal yapısı itibariyle belkide dünyadaki en yavaş müziklerden biri ya da en yavaşı diyebilirim. Fakat bu extreme olmadığını göstermez. Funeral Doom Metalle bazısı en depresif, bazısı en karanlık, bazısı en esrarengiz atmosferleri oluşturmuştur. Ortada müzikal anlamda bir extremelik olmasada atmosfer anlamında oldukça extreme durumlar vardır. Nasılki Brutal Death Metaldeki extremelik nefret,şiddet vb belli duygulara hitap ederek bu duygularda extremeliğe oynuyorsa, Funeral Doom Metalde grubun söz konseptine göre ele aldığı duygularda en extreme işlere oynuyor. Korku, Esrarengizlik, Depresiflik, Hüzün, Aşk vb bir çok farklı duyguda extremeliğe oynayan grup var. Yazının buraya kadar olan kısmı Funeral Doom Metal tanıtımı gibi oldu. İş burada bitmeyecek tabiki.

Malum bazılarının pek bir büyük gördüğü birisi Funeral Doom Metal türünde bir albüm çıkarınca, bu müzikle hiç alakası olmayan tipler bir anda Funeral Doom Metalci kesilip, kritikler yapmaya başladılar. Kritiklerinde de Funeral Doom Metal için Old School Doom Metal tanımlaması yapmışlar. Kritik yaparken mademki yaptığınız türle hiç alakanız yok ya o kritiği yazmayın ya da yazacaksanız bile oturun biraz araştırma yapın. Bu neymiş ne değilmiş diye. Ben Black Metal çok fazla dinlemem. Dinlediğim grupları saymaya kalksam bir elimin 5 parmağını geçmez. Bu sebepten Black Metal kritiğide yapmam. Yapacak olsam bile en azından araştırırım. Bu neymiş ne değilmiş diye. Malum kişiler böyle bir şeye gerekte duymadığı için kafaların karışmaması için ne neymiş diye anlatmakta bize kalıyor. Doom Metal içinde hiç bir zaman Old School Doom, Modern Doom gibi bir ayrım olmadı. Eski Death Metal ve Yeni Death Metal ayrımı gibi bir şey Doom Metalde yok. Eski ve yavaş olanlar Old School Doom Metal, yeni olanlar Modern Doom Metal gibi bir şeyde söz konusu değil. Death Metaldeki Old School ve Modern ayrımı hem müziksel hem de vokalsel sebeplerdendir. Böyle bir ayrım olmasıda normaldir. Doom Metalde ise böyle bir şey söz konusu değiltir. Funeral Doom Metal dediğimiz şey Doom/Death Metal denilen Doom Metalin yan kollarından birinden yola çıkarak yapılan, Doom/Death Metalin daha da yavaşlatılıp daha farklı duygulara hitap etme gayesiyle oluşturulmuş Doom Metalin bir Alt koludur. Old Schoollukla falan zerre kadar alakası yoktur. Tür tanıtımı ve bilgilendirmesinden sonra kritiğe geçebiliriz.

Kritikte Grubun hem demosunu hemde albümünü ele alacağım. Ayrı Ayrı yazmayı gerektirecek bir durum yok. Demoda 4, Albümde 6 Şarkı var. Demodaki 2 şarkıda Albümde tekrar yorumlamış. Aslında totalde 8 şarkı var.

Grubun Kadrosu:

Niko "Skorpio" Sirkia - Vokal / Keyboard
Mikko Ruotsalainen - Gitar / Bas
Jori Sjuroos - Davul / Clean Vokal

Fhtagn-Nagh Yog-Sothoth Demosundaki Şarkılar:

1.Elemental
2.Evoken
3.Yet the Watchers Guard
4.The Twilight Fade

Stream From The Heavens Albümündeki Şarkılar:

1.Everlasting
2.Yet The Watchers Guard
3.The Unknown Kadath In the Cold Waste
4.Elemental
5.Who Rides The Astral Wings
6.Crying Blood - Crimson Snow

Demo 1991 yılında kendileri tarafından dağıtılmış. 1992 de kaset, 1999,2005,2006 yıllarında da cd olarak farklı şirketler tarafından tekrar basılmış. 1999 yılındaki basımda kayıt Re-Master edilmiş. Sonraki CD basımlarında da Re-Masterlı versiyon kullanılmış.

Albüm 1994 yılında Obscure Plasma / Avantgarde şirketlerinden çıkmış. 2000 yılında Re-Master yapılmış. Sonraki CD basımlarında da Re-Masterlı versiyon kullanılmış. 2000 yılında yapılan Re-Master'dan sonra Avantgarde şirketinden yeniden basılmış. Albüm kapağındaki logoyu kırmızı yapıp üste almışlar. Altada kırmızı yazıyla albüm ismini yazarak, albüm kapağını modifiye ederek yayınlamışlar.
2004 yılında Re-Masterlı versiyonu Painiac şirketinden ve 2009 yıllında Re-Masterlı versiyonu Peaceville şirketinden yayınlanmış. Peaceville şu an Autopsy'nin albümlerini yayınlıyor. Grubun albümlerini dağıtan şirkete bakarak öneminide kestirebilirsiniz.

Albümün kritiğine geçmeden önce adamların sonraki durumlarından da bahsetmek lazım. Niko "Skorpio" Sirkia sonradan davulcu Jori Sjuroos'la birlikte Gotik/Doom/Ambient türü bir grup kurmuş. Grubun adını This Empty Flow koymuşlar. Daha sonra bu grupta dağılmış. Niko "Skorpio" Sirkia tek başına Industrial/Ambient/Atmosferik/Ritimik vs müziklere kaymış. Metalden falan oldukça uzaklaşmış gitmiş. Bambaşka müzik türlerine yol açmış. Bırakın metali, rockla bile pek alakası yok desek yeridir. Diğer elemanların ne olduğuda belirsiz. Bu adamların durumuda Carcass'taki Bill Steer'in durumuna benziyor. Nasılki Bill Steer zamanında Grindcore ve Goregrind türünün temeli olan riffleri yazdı ve sonradan Firebird'te Blues/Rock çalmaya başladı. Metalle alakası kalmadı. Gel gelelim Grindcore ve Goregrind'ın temelini attı. Niko "Skorpio" Sirkia'nın durumuda bu şekilde diyebiliriz. Funeral Doom Metalin temelini attılar. Daha sonrada dağıldılar ve Metalle alakasız bambaşka işlere doğru yöneldiler. Şu an Metalle alakaları olmasa da Funeral Doom Metali başlatan 2 gruptan biri Thergothon'dur. Diğeri ise Skepticism'dir fakat bu kritiğimizin konusu değil.

Klasik olsun davullardan başlayalım. Davulcu müziğin atmosferi ve hızı gereği olabilecek en yavaş davulu çalıyor. Aslında davulcu olmasada olur diyebilirsiniz. Çünkü o kadar nadir aralıklarla davula vuruyor ki davulun başına herhangi birini geçirip, tarif ederek şimdi şuraya hızlı vur, şimdi dur biraz, şimdi şuna yavaş vur, şimdi şuraya 2 tane vur. Şimdi şuna sonrada buna sonrada ötekine 1 er kere vur vs diye tarif ederek bile çaldırmanız mümkün. Funeral Doom Metal türünde davul'un rolüde gitarla benzer şekilde ilerliyor. Trampet ve Zil çok fazla kullanılıyor. Ayarlarda müziğe göre yapılıyor. Misal Trampete 1 kere vurdu mu yankısı ve etkisi azalarak devam ediyor ve bittiği yere kadar sürüyor. Bol bol zillere vuruluyor. Bol bol dediysek öyle ças çus diye girişme yok. Zile 1 kere vuruyor. Çııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııın diye baya bi gidiyor. Yankısı bitene kadar pek başka bir şeye vurulmuyor. Öyle hadiii çift kroslar olcaktı, tatatata diye blastlar gitcekti gibi bir durum yok. Olabilecek en iç sıkıcı atmosferlerden birine sahip bu grup. Haliyle davuluda o doğrultuda oluyor.

Gitarların akorlarıda düşürülmüş. Ne kadar düşürülmüştür dersek, Mortician kadar düşürülmüş olması muhtemel diyebilirim. Nasılki Mortician dinlerken boğuk bir ses duyuyorsunuz. Vom Vom Vom Vom diye bir ses duyuyorsunuz. İşte bu gruptada o sese benzer bir şey duyuyorsunuz. Gel gelelim adamlar çok accaib yavaş çalıyor. Gitarın teline 1 kere dokunuyor. O baya bi gidiyor. Vooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooom diye uzuuuncana gidiyor. Oldukça yavaş ve depresif bir atmosfer olmakla birlikte korkutucuda bir atmosfer var. Neresi korkutucu arkadaş diyebilirsiniz tabi. Korkutuculuk rolü sözlerle birleştiğinde açığa çıkıyor. Funeral Doom Metal dinlerken müziğe odaklanamazsınız. Çünkü ortada bir müzik yoktur. Sözlere odaklanırsınız her zaman. Bu grubun sözlerine bakmadan dinlemek bi anlam ifade etmez. Adamlar H.P. Lovecraft, Evren, Doğa, Ruhsallık gibi konuları işlediği için gitarların durumu ancak o zaman anlam kazanıyor. Lovecraft nasılki Evrene bakıp korkmanızı sağlıyor. Burdaki gitarların durumuda öyle. Gitara her dokunuşta evrenin içinde uçsuz bucaksız bir sonsuzluğa uzanıp gidiyormuş gibi bir atmosfer oluşturulmaya çalışılmış.

Vokalci ise bu atmosferin en temel dayanağı diyebilirim. Niko "Skorpio" Sirkia'nın şu an umrunda olmasa da ve farkında olmasa da adamın 1994 yılında yaptığı vokali Death Metal içinde, Doom Metal içinde ilklerden biriydi. Vokalci temel olarak Demilich Vokalcisi Antti Boman'ın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokaline benzer bir vokal yapıyor. Niko "Skorpio" Sirkia yabancıların Frog/Burp/Gurgle Guttural Vokal dediği, Guttural Vokalin bir sonraki adımı olan vokal tarzlarını ilk yapanlardan biri diyebilirim. Bu Vokal tarzlarını ilk kimler yaptı diye araştıracak olsak Demilich vokalcisi Antti Boman, Thergothon vokalcisi Niko "Skorpio" Sirkia, Afterbirth vokalcisi Matt Duncan, Inferia vokalcisi Jani Huttunen gibi isimlere ulaşırız. Bunların haricinde olsa olsa 2-3 isim daha vardır. Niko "Skorpio" Sirkia ismi Antti Boman kadar yaygın değil. Gel gelelim yaygın olmamasıda normal bir durum. Antti Boman bir çoklarına göre Brutal Death Metaldeki Vokal tarzlarının atası ve öncüsüdür. Thergothon Vokalcisi Niko "Skorpio" Sirkia'nın yaptığı vokallerde aslında Brutal Death Metaldeki Vokal tarzlarının atası ve öncüsü olacak nitelikte vokaller diyebilirim. Gel gelelim Niko "Skorpio" Sirkia Funeral Doom Metal gibi bir alanda iş yaptığı için Death Metalcilerin bildiği, tanıdığı, dinlediği bir adam değildi. İlk Brutal Death Metal Vokalcilerinin belli bir kısmı Antti Boman'ın Vokaline bakarak Pig Vokal, Sick Guttural Vokal, Frog Guttural Vokal vb Vokal tarzlarını yapmaya uğraştılar. Haliyle Antti Boman ismi Brutal Death Metal alemindeki belli bir kısım için ünlü bir isim oldu. Niko "Skorpio" Sirkia ismi Antti Boman kadar yaygın değil. Brutal Death Metalciler Niko "Skorpio" Sirkia'yı dinleselerdi aynı vokal tarzlarını yaparlardı. Niko "Skorpio" Sirkia Funeral Doom Metal gibi bir alanda Vokallik yaptığı için Brutal Death Metalcilerden Niko "Skorpio" Sirkia'nın Vokaline bakanda olmadı. Haliyle Antti Boman kadar ünlü bir isim olamadı. Gel gelelim Thergothon Vokalcisi Niko "Skorpio" Sirkia ile Demilich vokalcisi Antti Boman aynı Sick Guttural Vokal stiline/tarzına sahipler diyebilirim. Niko "Skorpio" Sirkia'nın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalinin sesi ve stili/tarzı Antti Boman'ın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalinin sesi ve stiline/tarzına oldukça çok benziyor. Aradaki fark ise aslında temelde şöyle diyebilirim. Niko "Skorpio" Sirkia'nın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokali Antti Boman'ın Winterwolf grubunda yaptığı Ultra-Deep-Sick Guttural Vokaline daha çok benziyor. Yani söylediği sözler biraz daha anlaşılır, kelimeler biraz daha seçilebilir durumda diyebilirim. Niko "Skorpio" Sirkia'nın vokali nasıl diye soracak olsanız, Sick Guttural Vokalinde ötesinde bir vokal derim. Bu yüzden Antti Boman için yaptığım Ultra-Deep-Sick Guttural Vokal tanımlamasını Niko "Skorpio" Sirkia'nın Vokali içinde yapıyorum. Niko "Skorpio" Sirkia tam anlamıyla Ultra-Deep-Sick Guttural Vokal yapıyor. Çok aşırı, derin, hasta bir Guttural Vokale sahip. Hem Demilich vokali Antti Boman'ın hem de Thergothon vokali Niko "Skorpio" Sirkia'nın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokal olayına girişmesi ve her ikisininde Finlandiyalı olması hep garibime gitmiştir. Bu Finlandiyalılarda ne varda böyle çok extreme olaylara girişiyorlar diye düşünmüşümdür. Bu Vokali neden yaptı niçin yaptı sorusuda aslında müzikleri ve içeriğiyle bağlantılı diyebilirim. 
Niko "Skorpio" Sirkia H.P. Lovecraft anlatıyor, Evren, Doğa, Ruhsallık gibi konulardan bahsediyor. Evrenin uçsuz bucaksız karanlığından, doğadaki karmaşadan, ruhsal durumlardan söz ediyor. Zaten Lovecraft'tan bahsedince böyle konulara değinmek zorundasınız. Lovecraft'ın karanlık ve korkunç evreninden bahsetmelerinden dolayı olsa gerek Niko "Skorpio" Sirkia Ultra-Deep-Sick Guttural Vokal diyebileceğim bir iş yapıyor. Sözlerini ne tam anlayabiliyorsunuz, ne hiç anlayamıyorsunuz. Sözleri açıp o şekilde takip etmenizi tavsiye ederim. Çok aşırı, derin, hasta bir Guttural Vokal yapıyor ve sözler kısmen anlaşılıyor. Bu durum sanırım bilinçli olarak yapılıyor. Niko "Skorpio" Sirkia karanlık ve korkutucu bir atmosfere sahip, çok depresif bir müziğin üstüne Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalini yaparak bir nevi uçsuz bucaksız evrenin anlaşılmazlığını ortaya koymaya çalışıyor. Niko "Skorpio" Sirkia bu albümde gösterdiği Ultra-Deep-Sick Guttural Vokal performansıyla dünyanın en Gaddar, en Piskopat, en Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalcilerinden biri olduğunu bana göre kanıtlamıştır. Finlandiyanın ve dünyanın en Gaddar, en Piskopat, en Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalcilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Böyle Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalci çok çok zor bulunur. Böyle Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalci dünyada bir daha çok çok zor yetişir. Dünyadaki Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalciler içinde benim en sevdiğim, en beğendiğim Ultra-Deep-Sick Guttural Vokalcilerden birisi diyebilirim. Tabi herkes böyle düşünmek zorunda değil. Herkesin fikrine saygı duyarım. Niko "Skorpio" Sirkia'nın vokali dışında davulcu Jori Sjuroos çok nadirde olsa geri vokallerde Clean Vokal yapıyor. Clean Vokali oldukça güzel diyebilirim. Oldukça duygusal bir sese sahip. Clean Vokalin yanında atmosferi oluşturmak için yer yer fısıldama vb şeylerde yapıyor.

Klavye olayını vokalci Niko "Skorpio" Sirkia hallediyor. Klavye öyle çok accaib ön planda falan değil. Atmosferi oluşturmak için kilise tipi klavye çalıyor. Funeral Doom Metal gruplarındaki klasik aktivitelerden biri diyebilirim. Çok fazla extrası yok. Çok büyük açığıda yok. Standart kullanım düzeyinde iş çıkarılımış. Yeterli ve başarılı bir kullanım olmuş.

Kayıt kalitesinden çok fazla bir şey beklemeyin. Re-Master yapılmış kayıtlar yeterince anlaşılır ve temiz diyebilirim. Demo'nun Re-Master yapılmış halinde Albüm'ün Re-Master yapılmış haliyle karşılaştırdığımızda genel volüm olarak biraz daha yüksek diyebilirim. Bunun haricinde hem demo hem albüm aşağı yukarı aynı kayıt kalitesine sahip. Zaten çok temiz ya da pis bir kayıt olmasıda bir şeyi değiştirmez. Funeral Doom Metalde herşey o kadar yavaşki çok pis bir kayıt olsa bile çok bir şey fark etmez. Müzik çok yavaş olduğu için herşey çok seçilebilir bir halde oluyor.

Söz konseptide yukarıda da bahsettiğim gibi H.P. Lovecraft, Evren, Doğa, Ruhsallık vb konulardan oluşuyor. Bu tip konuları Metale taşıyan ilk grup değil elbette. Morbid Angel'dan Trey Azagthoth'ta bu konuları Metale taşıdı. Mesela The Unknown Kadath In the Cold Waste parçası H.P. Lovecraft'ın Cthulhu Mit'indeki Azathoth'a adanmış bir parça. Albümdeki çoğu parça H.P. Lovecraft'ın Cthulhu Mit'iyle alakalı konuları işliyor. Cthulhu Mit'ini bilenler için, okuyanlar için bu grup çok daha başka bir anlam taşıyacaktır. Grubun atmosferi Cthulhu Mit'inde yansıtılan atmosfere çok yakın bir atmosfer diyebilirim. Kaskaranlık bir evrenden duyulan korkuyu çok güzel bir şekilde ifade eden bir atmosfer mevcut. Haliyle müziğin atmosferi, Vokaller ve söz konsepti birbirine çok uyuyor. Şarkı uzunlukları normal Doom Metal gruplarından fazla tabiki. Funeral Doom Metalde bu sıradan bir durum. 7-8 dakikadan aşağı şarkı pek olmaz. Bazı gruplarda 14-15 dakikaya çıktığı bile olabiliyor. Thergothon'da yine nispeten daha kısa denilebilir.

Albüm kapakları ve Demo kapaklarıda yaptıkları işe uygun işler diyebilirim. Sayfanın başındaki kapak Albüm'ün ilk basımında kullanılan orjinal kapak. Altta Thergothon logosu. Bir kale benzeri bir şey var. Güneş batıyor ve karanlık hakim. Karanlık ve korkutucu söz konsepti için uygun bir albüm kapağı diyebilirim. Çok süper falan değil fakat yeterli bir kapak. Onun bir altındaki kapakta aynı kapağın biraz modifiye edilmiş hali. Sonraki kapak Siyah-Beyaz  bir kapak ve Demonun ilk kapağı. Dallanıp budaklanmış şeyler vs. Evrendeki karmaşıklığı anlatan bir çalışma için uygun bir kapak denilebilir. Daha sonraki kapak Demo yeniden piyasaya sürülürken yapılmış yeni bir kapak. Pek öyle ayrıntısı yok. Karmaşık şekiller ve insan gölgesi. İçeriği tam yansıtmasada uygun olabilecek bir kapak diyebilirim.

Sonuç olarak Funeral Doom Metal'in ilk örneklerinden biri olan bu grubu Doom Metal sevenlere tavsiye ediyorum. Herkesin seveceği bir iş değil. Bununda farkındayım. Karanlık, Korkunç, Depresif bir atmosfer istiyorsanız size göre bir iş diyebilirim. H.P. Lovecraft sevenlerde bence kaçırmasınlar. Niko "Skorpio" Sirkia'nın Ultra-Deep-Sick Guttural Vokallerini dinlemek istiyorsanız kaçırmayın derim.

Albümden ve Demodan şarkılar için:






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails