19 Ocak 2011 Çarşamba

Tutti i Colori del Buio aka All the Colors of the Dark (1972)



İtalyan sinemasının en önemli isimlerinden biri olan Sergio Martino'nun erken dönem yapıtlarından Tutti i Colori del Buio aka All the Colors of the Dark Giallo'lar arasında en sıra dışı olanlardan biridir.

1972 yapımı olan film korku sinemasının zirve yıllarında yayımlanmıştır.

Senaryosu Santiago Moncada tarafından üstlenilen film,klasik filmlerin baş olguları ile gelecek yıllar da ki özellikle gizem ve gerilim tarzına yol veren öğeleri birleştirmiştir.Özellikle ileriki 5-6 yılın filmlerinde göreceğimiz çekim tarzları ve kurgularını filmde barındırıyor.



Baş rolünde Avrupa sinemasının en seksi kadınlarından olan Edwige Fenech yer alıyor.Korku,Western ve Seks filmlerinde yer alan seksi oyuncu yakın dönem de Hostel II 'de sanat profesörü rolünü canlandırmıştı.Sergio Martino tarafından da ilerleyen tarihlerde bir çok filmde rol verilecek olan güzel yıldır korku sinemasının unutulmaz isimlerinden.

Güzel oyuncuya eşlik edenler ise gene Avrupa korku sinemasının en önemli isimlerinden olan George Hilton,Ivan Rassimov ve Nieves Navarro.

Döneminin en Popüler korku filmlerinden olan Rosemary's baby ve Repulsion etkisinde olduğu kaçınılmaz olan film Mario Bava filmleri ustalığında Psikolojik/Saykodelik bir Giallo olduğunu görüyoruz.

Sürrealist yaklaşım içeren film gerçeklik ve hayal arasında gidip gelmektedir.

Garip bir başlangıca sahip olan film izleyicinin de merakını uyandırıyor.
Başlangıçtaki görüntüleri ana rüyaymış ya tepkisini verdikten sonra iştahla filmi izlemeye başlıyoruz.



Jane'nın kendini deli yerine koyması ve etrafından nasıl karşılanacağını bilmeyip kendini içine kapaması iç derinliği ile baş başa kalmasına neden olur.

Yaşadığı talihsiz olaydan sonra sevgilisi ile seks hayatı bozulan genç kadın ne kadar bunun nedeni başka olaylara bağlasa da gördüğü şok edici halisilasyonlar yaşamanı güçleştirmektedir.

Bu çaresizliği onu ilk baş bilimin kollarına itse de olacaklardan kesinlikle habersizdir.Yalnızlıktam dem vuran genç kadının imdadına yeni komşusu olan Mary koşar.



Filmin bu kısmına kadar Jane'nın yaşadıklarının gerçek mi ? yoksa kendi hayal ürünü mü ? olduğuna pek karar veremeyiz.

Londra'nın atmosferi ile bütünleşen film,sonlanana dek tansiyonu ve seyir zevki gayet makul seviyede ilerlemektedir.

Gördüklerine ya da varsaydıklarına daha fazla dayanamayan Jane,Mary'e açılır.Mevzuyu olgunlukla karşılayan Mary'ının önerisi ise bir hayli ilginçtir.

Şeytani Tarikat.

Ertesi sene gösterime girecek olan meşhur ingiliz korku filmi The Legend of Hell House filminde yer alan cehennem evi olarak adlandırılan ev burada karşımıza çıkmaktadır.

Satanik tarikatın arasına katılan Jane,Orgy ayinlerine dahil olur.Ve Karanlık güçlerin etkisiyle bir nebze olsun eski günlerine döner ancak pek uzun sürmeyecektir.Kısa süre içinde tarikata daha bağlı olmaya başlar ve beklemediği olaylar süre gelir.Burda tarikat tabiki de Alister Crowley'ın anlatıklarına biraz da kendi kurgularını yerleştirerek oluşturulmuş.Ablemden ve genel ilerleyiş bunu açıkca ortaya sermekte.

Şok edici bir sona sahip olan All Colors of the Dark,bilinç altına yerleşen kabuslar ya da insan oğlunda yer eden hasarları Freudyen yaklaşımla ele almaktadır.Bu korku çemberinde kadının iç dünyasına ufak yolculuklarda da bulunan film önemli noktalar içermektedir.



Beklenmedik sonu ve ilerleyişi ile kesinlikle görülmeye değer bir Giallo olduğunu
söyleyebilirim.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails