Bu oyunda ana karakterlerimiz daha farklı 4 kişi. İlk oyundaki karakterlerden de 3 kişi kalıyor. Niye 3 kişi kalıyor. Bu oyunda oynayarak görüyoruz. Fakat ondan önce bu oyundaki ana karakterlerimizi gösterelim. Daha sonra ilk oyundaki karakterlerimize döneriz. Oyundaki ana karakterlerimiz:
Soldan sağa karakterlerin isimleri: Coach, Ellis, Nick, Rochelle
Oyuna yine bir video ile başlıyoruz. Fakat bu video genel bir video. Konu hakkında tam kesin bir olay vermiyor. Oyun önceki oyun ile aynı zamanda geçmiyor. Oyun virüsün yayılmasından 3 hafta sonrasından başlıyor. Tabi ileride kesişiyor yollar o ayrı konu. Bu oyun hikaye kurgusu olarak daha güzel diyebilirim. Bağlantılar daha bir güzel. İlk oyunda da kurtulduktan sonra, helikopter düşüyor, bot sakatlara geliyor, uçak düşüyor vs türlü şeyler oluyordu. Fakat bu oyunda aradaki bağlantılar daha bir açık. Çünkü birinci kurtuluşta kurtulduğunuz araçtan inip devam ediyorsunuz. İlk oyundaki gibi farklı bölümlermiş hissi uyandırmıyor. Hikaye örgüsü daha güzel diyebilirim. Ayrıca ilk oyundaki 3 karakterimizle karşılaşmamızda ayrı bir güzellik. Çok yardımlarıda oluyor :D
Bu oyunda tabiki değişiklikler var. Melee silahları var. Tava, Ninja kılıcı, Elektrikli testere, Gitar, Balta, Beyzbol sopası vb bir çok silah kullanabiliyorsunuz. Ya da bu silahları alacağınıza sınırsız mermiye sahip tabanca alabilirsiniz. Oyunda daha fazla silah var. Misal ilk oyunda tek bir tabanca vardı. Bu oyunda ise çeşitli tabancalar var. Desert Eagle var misal. Ya da eski oyundaki gibi çift tabanca kullanıcam diyorsanız öyle bir olayda mümkün. Her silahtan neredeyse 2 şer çeşit var. Pompalı Tüfekten bir ilk oyundaki versiyonu, birde daha gelişmiş versiyonu, Otomatik Pompalı Tüfekten bir önceki oyundaki versiyonu, birde daha gelişmiş versiyonu vs. M16 ve AK47 var misal. Susturuculu Uzi ve Combat Rifle adında yeni bir silah var. Daha çeşitli silahlarda mevcut tabi. Grenade Launcher ve M60 var misal.
Bunun haricinde yeni bosslar var tabiki. İlk oyundaki bosslar aynen duruyor. Neymiş bu ilk oyundaki bosslar diye merak ettiyseniz Left 4 Dead Kritiği'ne bakabilirsiniz. Yeni bosslarımız ise oldukça fena diyebilirim.
Yeni bosslardan ilki Jockey isimli zombi, Hunter'a benzer bir yapısı var. Hunter gibi çok yükseklere zıplayamıyor tabi. Fakat öldürme stili aynı diyelim. Böyle cüce misali insanlar Jockey'e dönüşmüş. Oldukça ufak boylu. Yerde koştura koştura geliyor. Biraz sendelermiş gibi koşturuyor. Sonra kafanıza atlıyor. İnsanken ufaktım diye tepede bakarlardı. Görün şimdi siz bakalım deyip intikam moduna girmiş anlaşılan. Kafanıza atladığı gibi pençeleriyle kafanıza kafanıza vuruyor. Tabi karakterimizde Jockey ne tarafa doğru götürürse o tarafa doğru koşturmaya başlıyor. Eğerki yüksek bir yerdeyseniz ve Jockey kafanıza atlamışsa direkt aşağıya düşüyorsunuz ve ölüyorsunuz. Yok eğer takımdan uzaksanız o iş dahada fenalaşıyor. Kafanıza atlıyor sizi sürüklüyor. Takımdan birileri gelipte sizi kurtarana kadar kafanızı yontuyor. Böylede sakat bir zombi. Fakat uzaktan gördüğünüzde öldürmesi oldukça kolay.
İkinci yeni boss'umuz ise Spitter isimli zombi, hamile bir kadın zombi olursa ne olur? Hiçte iyi olmuyormuş. Hamile olduğu nerden belli? Kadın ve kocaman bir göbek var. Fakat zombi doğurmuyor. Ağzından asit saçıyor. Size doğru tükürüyor ve tükürdüğü alanda asit fokurdamaya başlıyor. Eğerki fokurdamaya başlamadan altınızda yeşillikleri gördüğünüz anda kaçabilirseniz sorun yok. Yok eğer kaçamazsanız, dar bi sokaktaysanız, çıkmak sokaktaysanız işte o zaman yandınız. Değdiğiniz her saniye 4 er canınız gidiyor. O alanın içinden kurtulmak için bi 4-5 saniye geçse 16-20 canınız gitmiş oluyor. Bunun haricinde 2 atışta ölüyor.
Üçüncü yeni boss'umuz ise Charger isimli zombi. Bu Charger isimli zombi Tank'ın daha normal versiyonu gibi diyebiliriz. Tank gibi yerden kaya parçası alıpta size fırlatamıyor. Fakat tank gibi koşturup size çarparak fırlatıp atıyor. Bu zombi kıyafetlerine bakılırsa çiftçi olan bir zombi denilebilir. Kıyafetlerden öle görünüyor. Tank gibi 2 koluda kaslı değil. Yani yürürken kolları ve ayaklarıyla 4 nala koşturmuyor. Bu zombinin tek kolu kaslı. Esas sakat nokta ise aslında şu. Bu zombi sizi gördüğünde öyle hızlı koşturuyorki size yaklaştığında hemen atlayıp kaçmanız ve öldürmeniz lazım. Aksi taktirde size çarptığı anda gittiği yere kadar sürüklüyor ve bir duvara çarpıyor. Sonra kaslı olan koluyla sizi kaldırıp yere vurup duruyor. Takım elemanları bu zombinin sizi alıp götürdüğü yere gelipte bu zombiyi öldürene kadar her yere vuruşunda 15-20 can götürüyor. Duvara vurduğunda ise 20 can götürüyor. Yani 4 kere vursa sakatlardasınız. Bunun haricinde öyle yerlerde denk geliyorki mesela yüksek bir yerdesiniz ve oraya kadar gitmeniz için baya bi dolanmışınız. Bu zombi geliyor sizi ittirerek taa haritanın başka ucuna götürüyor. Bizimkiler gelipte öldürse bile ya da Sniper ile indirseler bile az bir canla haritanın başka bi ucunda buluyorsunuz kendinizi.
Bunun haricinde eski bosslardan Witch'te bir Update sözkonusu. Bu arada belirteyimki oyunun hala en tehlikeli boss'u Witch. Tek vuruşta sizi öldürüyor. Fakat bu sefer durumlar daha da fena. İlk oyunda Witch yerde oturmuş ağlardı. Sizde ışıklarınızı kapatıp, yanına giderdiniz ve kafasına Otomatik Pompalıyla sıkardınız. Tabi yürüyerek ve arkasından yaklaşacaksınız. Bu oyunda ise bazen yerde oturmuş ağlıyor, bazense pençeleriyle suratını kapatmış ve ağlayarak yavaş yavaş yürüyor. Siz ışığınız açık bir yoldan başka bir yola çıkarken, yürüyerek ağlayan Witch'e ışığınız istemsiz olarak geliyor. O an o dakka çığrınarak size koşturduğunu görüyorsunuz. Hele birde Hard Rain diye bir harita varki bu şekil yürüyen Witch'lerden bir yerde 4 tane var. Tam bir baş belası. Etrafında da bir sürü zombi. Işıkları kapatıp yanından geçmeyide deneyebilirsiniz tabi fakat çok riskli olur. İyice pusu kurupta öldürmeye çalışmak daha mantıklı olur.
Bosslardan sonra oyuna geçebiliriz. Oyunda İlk oyundakinden farklı 4 karakterimiz var. Bir binanın üstünde başlıyoruz. Bölümün sonunda ise ilk oyundaki gibi radyoya git. Biz varız diye haber ver. 5 dakika savun. Sonra gelen araca bin ve kaç gibi bir durumu her haritada olmuyor. Bazı haritalarda kurtulma durumu, aynı Left 4 Dead 1'deki mantıkla, radyodan haber ver, 5 dakika savun, sonrada araca bin ve kaç şeklinde ilerliyor.
Bazı haritalarda ise görevler var. Arabaya benzin doldurmak için gidiyorsunuz mesela 8 farklı yerden benzin bidonunu kapıp geliyorsunuz. Dolduruyorsunuz vs. Köprünün açılması için aynı şeyi yapıyorsunuz vs. Bu şekil durumlarda var. Biraz kendiniz dahil oluyorsunuz olaya. Kaçış durumu komple savunma değilde, sizin hızınıza bağlı gerçekleşebiliyor.
İlk haritada bir arabaya benzin doldurarak kaçıyoruz. İkinci haritada ise bir köprüye geliyoruz. Oda nesi? Köprü kapalı. Kim var peki köprünün üstünde? İlk oyundaki karakterlerimizden 3 tanesi. Onlarda köprünün üstünde mahsuz kalmışlar kıpırdayamıyorlar bir yere. Siz orda jeneratörlere gaz doldurup çalıştırıyorsunuz. Köprüyü açıyorlar. Devam ediyorsunuz. Bu arada siz bidonları getirirken bu 3 karakter size tepeden ateş desteği yapıyor. Oyunu 7 kişi oynuyor gibi oluyorsunuz. Çok güzel oluyor. Sonra helikopterle kaçış, sonra yine helikopter düşüşü. Bot ile kaçış. Bot'un benzininin bitmesi ve benzin alıp geri gelme olayı. Sonrasında yine bir helikopterle kaçış ile oyun bitiyor.
Daha sonrasında ek paketler var. Bizim ilk oyundaki karakterlerden biri niye öldü arkadaş? The Sacrifice'de işte bunu oynuyorsunuz. Gerçi Left 4 Dead'in sitesinde çizgi romanıda çıktı. The Sacrifice çizgi romanını okuyup nasıl olmuş öğrenebilirsiniz. Oyunda ise bu durumu oynuyorsunuz. Ayrıca ilk oyundaki hikaye kopukluklarıda bu çizgi romanda tamamlanıyor. Helikopterin düştüğünü ve bir araçla kaçıp daha sonra Bot'a bindiğimizi biliyorduk. Fakat sonrasında ne oldu belirsizdi. Çizgi Romanda Francis'ten öğreniyoruz. Helikopter pilotu hastalık kaptı. Zombiye dönüştü. Zoey vurdu. Helikopter düştü. Sonra arabayla kaçtık. Bot geldi. Bizi aldı. Bot'taki adam bizi kapı dışarı etti. Tekmeyi basmış yani bize. Yol vermiş. Sonra Uçağa bindik. Uçak düşmüş. Sonra paraşütlerle ormana inmişiz. Ormandan Askeri araç bizi kurtarıyor. Daha sonrasında ise Askeriyenin sözde güvenli bölgesine gidiyoruz. Sonra oradan kurtuluyoruz. Çizgi romanda bunlar gösteriliyor tabiki. En son Askeri aracın bizi alıp, kendi bölgelerine götürdüklerini görüyoruz. Orda bir sürü zombi cesedini, Vinçlerle toprağı kazıp içine atıp yakıyorlar. Bilim adamları virüsü araştırıyor. Bu askerler sağ kalanları inceliyor test ediyor. Bizimkilerde dahil tabiki. Sonrasında alarmı çalıyorlar. Askeri üstekiler zombileri değişim geçirip Boss haline geldiklerinden habersiz haliyle. 3 metrelik çitleri var fakat 5 metre zıplayan hunter var. Duvara tırmanan tipler var. Tank var çitleri kırıp geçiricek. Basıyorlar mekanı. Bizimkilerde o karmaşada silahları alıp kaçıyorlar. Trene binip, çalıştırıp tüyüyorlar mekandan. Sonrasında olanları hem çizgi roman gösteriyor hemde oynuyoruz.
Oynarken eski oyundaki karakterlerimizi yönlendiriyoruz. Trenden inip şehre giriyoruz. Şehirde kıyıda bir bot buluyoruz. Bu bot çalışabilir durumda. Fakat köprü kapalı. Köprüyü çalıştırıp yukarı kaldırıp, sonra botu çalıştırıp, kaçıcaz. Issız adaya doğru, zombilerin olmadığı bir mekana doğru yol alıcaz. Okyanusa açılıp. Fakat işler öyle olmuyor tabi. Biz jeneratörleri çalıştırıyoruz. Köprüde yukarı kalkmaya başlıyor. Fakat son anda jeneratörün biri aksilik çıkarıyor. O anda Bill isimli yaşlı askerimiz kendini diğerleri için feda ediyor. Gidiyor jeneratörü yeniden başlatmak için tuşa basıyor. Köprü yukarı kalkıyor. Fakat aşağıda 4 tane Tank var. Bizim Bill'in M16'sının mermisi bitiyor. Haliyle 4 Tane Tankta buna bir vuruyor. Jeneratöre çarpıyor. Kanlar içinde kalıyor. Mermide yok. Napıcak? Son sigarasını yakıyor. Bi şöle deriiiince çekiyor. Sonrasında da ölüyor zaten. Tabi bizim karakterlerde mekanda kalıyor. Aşağı bota gidemiyor. The Sacrifice çizgi romanının sonunda görüyoruz ki Left 4 Dead 1'deki karakterlerimiz kurtulmuş. Bota binmiş. Issız bir adaya doğru yol alıyor. Fakat bu durum nasıl oluyor? Bunuda işte Left 4 Dead 2'deki karakterlerimizin arabayla köprüye geldiğinde oynadığımı bölümde görüyoruz. Bizimkiler geliyor. Köprü kapalı. Ne olucak peki?
Left 4 Dead 1'deki karakterlerimiz aşağıya inememişti. Sadece Bill'in öldüğünü gördük. Fakat The Sacrifice çizgi romanında sonunda kurtulduklarını görüyoruz. Peki bu aradaki durum nasıl oldu? Meğer Bill'in gidip restart attığı Jeneratörün benzini bitmiş. O yüzden çalışmıyor. Köprüde yarı açık kalıyor öle. Bizimkilerde haliyle inse ne olucak? Left 4 Dead 2'deki karakterlerimizle gidiyoruz. O restart isteyen jeneratöre 10 ayrı yerden benzin bidonu alıp getirerek dolduruyoruz. O arada Left 4 Dead 1'deki karakterlerimiz destek oluyor tabi köprüden ateş ederek. Sonra jeneratörü restartlıyoruz. Yukarıdan basıyorlar. Köprü aşağı iniyor. Kapaklar açılıyor. Left 4 Dead 2'deki karakterlerimiz arabayla son sürat basıyor gaza gidiyor. Left 4 Dead 1'deki karakterlerimizde nasıl olsa jeneratörler çalışıyor. Benzinleride tam. Haliyle basmışlardır tuşa. Sonuna kadar kaldırmışlardır köprüyü. Sonrada atlayıp bot'a ıssız adaya doğru yolculuk.
Ee peki Bill'in ölmesine lüzum varmıydı. Çıkaydı yukarı. Diğerleri gibi bekleyeydi. Restart olunca oda diğer 3 karakterle beraber gideydi Issız adalara doğru. Feda etmesede olurdu hani. Niye öyle oldu peki? İnternette yazana göre Bill'i seslendiren adam, tatile mi ne işse artık haber vermeden Amerika dışına çıkmış. Kaybolmuş adam ortalıktan. Adamlarda The Passing diye bölüm yapıcaz arkadaş. Çıkış tarihide bu. Napıcaz biz diyorlar. Adam ortalarda yok. Napıcaklar Bill'in eski seslendirmeleriyle The Sacrifice diye bölüm yapıp, Bill'i öldürüyorlar. Tüm bunlar olduktan sonra seslendirmeci geri geliyor ama Bill ölmüş gitmiş. Gelsen ne yazar? Adam habersiz gitti diye Bill gibi karakter öldü arkadaş.
Zombi baskınlarıydı şuydu buydu o tip olaylar aynen devam ediyor tabi. Bunun haricinde de extra olan bir şey daha silahlara özel mermiler falan var. Ateş ediyorsunuz yakıyor. Ne bilim delip geçiyor.
Sonuç olarak Left 4 Dead 1'i sevenler kaçırmasın. Left 4 Dead 2 daha geniş ve daha sağlam bir oyun diyebilirim.
Oyundan görüntüler için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder