28 Şubat 2010 Pazar

Audio Kollaps Röportajı



Öncelikle röportaj için teşekkürler, nasıl gidiyor ? Audio Kollaps’de haberler
neler?


Rica ederim. Birbirimizi bir süredir görmedik, şuan için bir çalışma ya da konser yok, deniz aşırı etiketlere bazı işlerimizi lisanslamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda diğer gruplarda çalmakla meşgulüz şuan için: Gitarist Jens, "Magna Mortalis"de, basist Andreas K., "Franz Wittich"de ve davulcu Björn, "Combat 77"de çalmakta.

Son albümünüz Panzer gayet iyiydi. Fanların tepkisi nasıldı albüme ?

Çok pozitif cevap aldık ve aynı zamanda dünya üzerinde magazin kritiklerinde ve fanzinlerde iyi övgüler topladık. Görünüşe göre en sıkı ve en sert albümümüzü yaptık.

Yeni albüm çalışmasına başladınız mı ?

Hayır, henüz yeni bir parça bile yazmadık, bir süre araya ihtiyacımız var.

Herhangi bir canlı şov ?

Şuan için değil.

İlk grubunuz Recharge’ın adını neden değiştirme ihtiyacı duydunuz ?

Taze bir başlangıç yapıp yeni bir grup ismiyle, yeni (daha zor) parça ve liriklerle başlamak istedik; Recharge olarak devam edip eski parçaları çalmak istemedik. Görünüşe göre işledi.


Audio Kollaps’in ilk günleri nasıl başladı ?

Recharge dağıldığında Jens, Andreas K. Ve Björn hala beraber ekstrem müzik çalma sevdasındalardı biz de Kai’ye sorduk o da yeni grubumuz için vokal olmayı kabul etti.

Müziğinizi ve soundunuzu tarif eder misiniz ?

Alman dilinde söylenmiş sözlerle ekstrem: grindcore, death metal, hardcore punk kombinesi.

Sözleriniz politik ve savaş hakkında. Sözleri nasıl yazıyorsunuz, geleceğe bakarak mı geçmişe bakarak mı ?

Sözleri müzikden ayrı şekilde ya da ilişkilendirerek yazıyoruz. Çözüm ya da bilge vaazleri içeren mesajlar vermiyoruz, zira günlük yaşamdaki yozlaşmaları veya değişik durumları gösteriyoruz.

Napalm Death, Bolt Thrower, Nasum, Rotten Sound ve Terrorizer, alanında politik sözlerle en iyilerden; etkilendiniz mi ?

Kesinlikle, fakat bizim kendi çizgimiz var.

Alman thrash metal grupları dünyaca ünlü ve benim en sevdiğim SODOM. Alman thrash metalinden hiç etkilendiniz mi ?

Bizim kendi kökenimiz hardcore punk ve grindcoredan gelmekte. 80 sonu thrash grupları metal ve punk sahnesini beraberce yakınlaştırdılar ve ardından başlayacak olan crossover gruplarına yol açtılar.


Favori grubunuz kimdir ? Türkiye’den bir grup biliyor musunuz ?

Favori gruplar: Napalm Death, Bolt Thrower. Türk gruplar: Cenotaph, Radical Noise ve Antisilence.
Anarko punk hakkında düşünceleriniz neler ?

Tutumu belli olan bir yaşam şekli. Fakat genelde punk illa anarko punk olma diye bir şartı yok, birçok diğer yolları da mevcut. Bireysel kişiye bakıyor biraz ve o kişinin neyi hedeflediği ya da yaratacağına.

Favori harp filmleriniz ve kitaplarınız neler ?

Apocalypse Now. Aklıma bir kitap gelmiyor şuan.

day-by-day grubunun üyeleri nasıl ? Para kazanmak için ne yapıyorsunuz ? Almanya’da hayatta kalmak zor mu ?

Vokal Kai çeşitli işler yapıyor, gitarist Jens hala okumakta, basist Andreas K. İşsizlik yardımında ve davulcu Bjorn bilgisayar yöneticiliği ve website tasarımcılığı yapmakta. Ekonomik durum hala birçok ülkeden biraz daha iyi. Sahne oldukça sağlıklı, çok sayıda konser yeri var ve genel aktiviteler çoğu zaman çok yüksek.

Birleşmiş Milletler ve Barrack Obama hakkında neler düşünüyorsun ?

Eminim ki öylesine büyük bir ülkeyi yönetmek zor. Eğer suç atılacak bir şey varsa, belirli bir kişi ya da parti parmakla gösterilemez. Obama öncekilerden daha iyi iş yapıyor gözüküyor. Zira hükümet diğer ülkelerin fikirlerine ya da yaşam şekillerine bu denli görgüsüz olmamalı.


Çok sayıda Türk göçmenlerinin Almanya’da yaşadığını biliyoruz, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz. Türk arkadaşlarınız var mı ?

Alt tabakada o kadar yok.

Avrupa birliği ve nato ekonomik krizi hakkında fikriniz nedir ?

Birlik üyeleri bazen gerçeği unutuyor. Günlük yaşamda bir rolü olmayacak konularda karar veriyorlar. Kişisel olarak epey bir uzaktalar.

Sikiş kadar hızlı kısım

Haribo: çocukları mutlu ettiği kadar yetişkinleri de mutlu eder.
Grindcore: ekstrem müzik ve sözler
Gore: alttür
Human: Göründüğü kadar zeki olmayan varlık
Animal: Onlar için daha fazla hak
Nucleer silah: Gereği yok
Kaos: Düzensizlik

Son olarak türk fanlara bir şey demek istiyor musunuz ?

www.myspace.com/audiokollaps yahut www.audiokollaps.de ‘den işlerimizi dinleyin. Yaşamınızı kendi koştuğunuz kurallara göre yaşayın diğerlerinin belirlediklerine göre değil.

Röportaj için teşekkürler, biz de Audio kollaps ile işlere baka duralım.

Çeviri:boba

Haribo extreme culture aittir.

Devamını okuyun...>>

Carpathian Forest / Ghoul (Mayhem Cover)

Image Hosting by imagefra.me



Devamını okuyun...>>

Bonesaw- Dark Hallucinations





Devamını okuyun...>>

27 Şubat 2010 Cumartesi

26 Şubat 2010 Cuma

Bonesaw-Sawtopsy (2009)





Yakın zaman da kurulan en klas old skoll Death Metal gruplarından olan Bonesaw'ın İlk albümü olan ''Sawtopsy'' geri de bıraktığımız aylarda raflar da yerini aldı.

Abcess ile yaptıkları slipt ile tanıdığımız gruba gene Chris Reifert'tan destek geldi.Albüm öncesin de yayımladıkları bir diğer sliptleri ise Bone Gnawer ile birlikteydi.

Paşalardan aldıkları onayla yolları iyice açılan bu acımasız kazımacılar iskoç ortamların da korku saçmaktalar.


Aphelion etiketiyle yayınladıkları albüm de toplam dokuz parça yer almakta.

1.Anthropomorphic
2.Psychocide
3.Kill, Fuck & Eat
4.Granite Hell
5.Sawtopsy
6.Zombified
7.Dark Hallucinations
8.Psychoward Fuckfest
9.Cannibalistic Suicide


Reifert paşanın bu çoçuklara desteği sonsuz olduğu kesin.İspanya ortamlarında Machetazo neyse Bonesaw'da o yol da ilerlemekte.Albümün muhteşem bir kapak tasarımı var.Tasarım Reifert ait.2009 değil de sanki 1989'da yayımlanan bir albüm havası var.

Kısaca o kadar old skoll.


2008 yıllın dan beri grup ta hiç bir değişiklik yok aynı kadro devam etmekteler.

Görev paylaşımı ise şu şekilde:

Andy Geraghty -Vokal
Paul Gaunt-Gitar
Paul "Sid" Brew-Gitar
Barry "Bazz" Henson-Bas
Calum Carruthers-Davul


Müziklerin de ki etkilenme en başta Autopsy,Venom,Voivod ve Replusion kafaya oynadıkları kesin.Hatrı sayılır ve temiz kayıtları dışında tamamiyle geçmişin tozlu ve uğursuz mekanlarına ait bir grup.

Anthropomorphic;Tam bir Autopsy parçası.Gaddar girişi ve öldürücü bir ezgisi ile kavrıyor insanı.Nakaratı konserler de çatırtı kopartır.

Psychocide; Oldukça atmosferik bir zihinsel çöküş.Matem havası ve ağır tempo girişin hemen arkasından hemen sayko-delik sesler insanı çileden çıkartıyor.Tam ortasın da ki patlama şok etkisi yaratığı kesin.


Kill, Fuck & Eat;Kesinlikle albümün liriksel olarak en vurucu parçası.Öldür,Sik ve Ye.Her türlü sapkınlık adına Reifert'tan onay aldıklarını bir kere daha gösteriyorlar.Bas solo girişi oldukça çezbedici gayet sağlam bir bascıları var kanımca.

Sawtopsy;El testeresini andıran riffle parça bizi karşılıyor.Gerçekten insan dinlerken acı çekiyor.Baştan sona tüm şarkılarda yer alan bu riff burda daha ön planda.Ağır aksak ilerleyen parça el teresteresi ile yapılan canlı otopsinin ne kadar acı verebileğini aynen gözler önüne sunuyor.

Zombified;Tam bir Replusion worship.Çok sağlam bir bas girişi var.Konser de fena terletir.

Dark Hallucinations;Müzikal açıdan en ölümcül parça kesinlikle Dark Hallucinations.Fena ciazlar içmişler ki böle karanlık halisilasyonları tabir etmişler.Muhteşem kafalar.Old skoll death metal'ın bütün olgularını içinde barındırmakta.Hele ki öyle son kısmı var ki(02:25) insanı diri diri gömüyor.

Psychoward Fuckfest;Daha punk var-i bir havaya sahip.Death metal işlerinin punk ile de bütünleşe bileceğini gösteren Abcess'e sen nerdeysen bir ordayız Reifert dayı dercesine göz kırpıyor.

Cannibalistic Suicide;Uzun bir outrosu olan Cannibalistic Suicide albümün genel bütünlüğüne uyan gaye güzel bir parça.Kapanış için oldukça iddaalı.

Kuşkusuz yaptıkları işi oldukça nizami yapmaktalar.Bu yollarından sapmayacakları da ortada görününen o ki gelecek nesilin hayatını oldukça çürütücekler.



Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Devamını okuyun...>>

25 Şubat 2010 Perşembe

Deicide - Fuck your God





Devamını okuyun...>>

Rotten Sound - praise the lord





Devamını okuyun...>>

Gore Obsessed-The Devil Rides Out





Devamını okuyun...>>

24 Şubat 2010 Çarşamba

Angel Heart (1987)




Bizim topraklarda başka bir çalışmasından dolayı pek de hayırla anılmayan ancak bu yamuğu haric bu sinema dünyasına pek çok güzel sinema makarasını hediye etmiş Alan Parker denen şahsın 1987 de yazıp yönettiği ANGELHEART adlı film sanırım XTRMHARIBO sayfalarına yakışacak bir çalışma.


Aynı zamanda beyaz perdenin hiç şüphesiz conti yakışıklısı, tokmakçısı ancak bir o kadar da keşi, serserisi ve kural tanımaz aktörü MICKEY ROURKE un da kariyerinin zirvesidir adı geçen film.
Pek çok aktörü kıskandıracak kadar iyi bir performansı biraz da yönetmenin motivasyonuna borçlu olsa da adam elinden geleni ardına koymamış kendini canlandırdığı HARRY ANGEL karakterine adapte etmesini bilmiş.
Siz buna mephisto dan beri en iyi yeryüzüne inmiş yarım kalan işlerini tamamlayan Şeytan karakterini ROBERT DE NIRO gibi bir aktöre verirseniz, ortaya izlemekten sıkılmadığımız ANGELHEART çıkar ortaya.


Madem kısa şekilde genelinden bahsettik filmin künyesini de yazalım ilgili siteden,

Mickey Rourke ... Harry Angel
Robert De Niro ... Louis Cyphre
Lisa Bonet ... Epiphany Proudfoot
Charlotte Rampling ... Margaret Krusemark
Stocker Fontelieu ... Ethan Krusemark
Brownie McGhee ... Toots Sweet
Michael Higgins ... Dr. Albert Fowler
Elizabeth Whitcraft ... Connie
Eliott Keener ... Det. Sterne
Charles Gordone ... Spider Simpson
Dann Florek ... Herman Winesap
Kathleen Wilhoite ... Nurse
George Buck ... Izzy
Judith Drake ... Izzy's Wife
Gerald Orange ... Pastor John (as Gerald L. Orange)






Efendim kısaca içeriğe gelirsek,

Harry bekar, kafasına buyruk yaşayan ekseri hüzünlü ama bir o kadar da fırlama bir dedektiftir.
Dedektif olmasına rağmen ara bir mahallede kiraladığı küçük ofisinde oldukça sakin bir yaşam sürmektedir, boşanma davaları, kıskanç eşlerin kadın erkeklerini kovalamak gibi fazla da riski olmayan işlerle yolunu bulan birisidir.

Birgün ansızın gelen bir telefondaki iş görüşmesi ile hayatı tamamen değişecek hatta kararacaktır ancak bundan habersiz olduğu için sorumluluk sahibi bir dedektif olarak Louis Cyphre( Robert De Niro ) beyefendinin önce avukatı akabinde bizzat kendisi ile tanışmaya gider.
Oldukça gergin geçen görüşmede mealen, eski yıllarda bir plak çıkararak gizemli şekilde ortalıktan kaybolmuş en son bir hastalık neticesi hastanede komada kaldığı bilinen romantik bir şarkıcının peşine düşecek ve ortalığı velveleye vermeden bilgi getirecektir.


Romantik tek plaklık şarkıcı unutulmuş Johnny hastaneden yaşlı bir adam ve kısmen genc bir bayan tarafından apar topar kaçırılmıştır..
Çeşitli eyaletlerde görüldüğüne dair rivayetler vardır ve dedektif adı geçen şehirlere gider, çok tuhaf insanlarla muhattap olur başına olmadık işler gelmektedir, tuhaf kiliselerde tuhaf ayinlere şahit olur, din istirmacıları halkı tokatlamakta gizemli büyücüler sayesinde cok tavuk horoz kanı akmakta cok pislik adamlarla yüz göz olunmaktadır.. görünüşe göre bu romantik şarkıcı, aşık olup takıldığı kızın ailesinden dolayı voodoo işlerine de bulaşmıştır, dedektif Harry de bilgiye ulaştıkça bikac badire de bu sayede atlatır..





Bu esnada müşteri ve bilgi bekler durumdaki Louis beyefendi dedektifi sıkıştırmakta bazen de imalı cümleler ile elemanın kafasını meşgul etmektedir.
Adam da aynı zamanda küstahlık ile karışık amortiden bir kendine güven bilge havalar ve de gizem vardır, Hanry doğaldır ki tırsmaktadır ..

Velhasılı yeryüzündeki en ateşli sevişme sahnelerinden birinde duvardan boşalırcasına akan kanlar, sürekli aralarda kulağa gelmekle kalmayan tırmalayan kalp atış sesleri, Luyiziyana nın sisli gizemli kalleş ortamlarında ve de ormanlarındaki voodoo ayinleriyle fonda çalan saksafon ağırlıklı fon müzikleri ve de hiç şüphesiz oyuncuların performansı ile unutulmazlar arasında olan bir sinema filmi çıkmış ortaya.

İlk kez izleyecekseniz açılış ile kimi sahnelerin arasına serpiştirilmiş asansör kapıları ve de gölgeleri, sürekli dönerek aslında serinlik hissi vereceği yerde baş döndüren ve kandaki adrenalini arttıran pervaneleri ile son sahneyi de göz önüne alırsanız herşeyin ne kadar zeki ve kurnazca kurgulandığını da anlayacaksınız.
Adamlar çabalamış ve yaratıcılıklarını kullanmış kısacası ..







Devamını okuyun...>>

23 Şubat 2010 Salı

Audio Kollaps Interview



German Grinder Audio Kollaps interview

1.First of all thank you for the interview. how is it going? whats news in Audio Kollaps?

You´re welcome. Haven´t seen each other for a while, no practice and no gigs at the moment, we´re just trying to license some of our stuff to overseas labels. We are also busy playing in other bands at the moment: Guitar player Jens in "Magna Mortalis", bass player Andreas K. in "Franz Wittich" and drummer Björn in "Combat 77".

2.Your last album Panzer was great.How did fans react to ''Panzer'' album?

We got very positive response and also highly acclaimed critics in magazines and fanzines all over the world. Seems we did our tightest and heaviest album so far.

3.Did you begin working on a new album?

No, haven´t even written one new song, we need a break for a while.

4.Any live shows for Audio kollaps?

Not at the moment.


5.Your first band Recharge.Why did you need to change the name?

We didn´t want to continue as Recharge and play the old songs but start afresh with a new band name, new (harder) songs and lyrics. Seems it worked out.

6.the early days of Audio kollaps. How did you get started?

When Recharge split up, Jens, Andreas K. and Björn still wanted to continue playing extreme music together so we asked Kai and he agreed to be our singer of a new band.



7. Can you describe your sound and music?

Extreme: Grindcore, Death Metal, Hardcore Punk combined, with lyrics sung in German language.

8.Your lyrics are political and about war.How you are write lyrics?About future or looking to past?

We either write the lyrics seperately to the music or in direct context with it. We won´t give any solutions or preach wise messages but just point out corrupt or strange situations in everyday life.

9.Napalm Death, Bolt Thrower, Nasum, Rotten sound and Terrorizer are best for political lyrics with grind/death area.influenced by them?

Definitely but we have our own particular style.

10.German Thrash metal bands are very famous in worldwide and my best one Band is SODOM.Have you been influenced by German Thrash metal?

We have our main roots in hardcore punk and grindcore. The old 80s Thrash bands brought the metal and punk scene closer together and made way for the crossover bands that started later.

11.What's your favorite band? know any band from Turkey?

Favorite bands: Napalm Death, Bolt Thrower

Turkish bands: Cenotaph, Radical Noise and Antisilence

12.What you think about anarko punk?

It´s a certain way of life with an attitude. But punk in general doesn´t necessarily has to be anarko punk, there are various other ways as well. It depends on the individual person and what this person wants to achieve or create.


13.What is your favorite war movies and books?

Apocalypse Now. Can´t think of any books at the moment.

14.How is the day-by-day of the band´s members? What do you do for get money? Is it hard to live or survive in Germany?

Singer Kai does various jobs, guitar player Jens is still studying, bass player Andreas K. is on the dole and drummer Bjorn works as computer administrator and website designer. The economical situation is still a bit better than in most other countries. The scene is quite healthy, there are a lot of gig places and the general activities are mostly very high.


15.What you think about U.S.A and Barrack Obama?

Surely it´s difficult to run such a big country. If there is something to blame one can´t point a finger to one particular person or party. Obama seems to do a better job than his predecessors. But the government should not be so ignorant to other countries´ ideas or ways of life.

16.We know that Turk too many immigrants to live in germany right ta What do you think about it? Do you have Turk friends?

There are not many in the underground scene at all.

17.What is your opinion the european about union and nato economic crisis ?

The direct members of the union sometimes seem to forget reality. They decide on matters that doesn´t seem to fit in everyday´s life. They personally are too far away from it.

The fast as fuck section

Haribo: makes children happy, but also adults.

Grindcore: extreme music and lyrics

Gore: subgenre

Human: mostly not as intelligent as it seems

Animal: More rights for them

Nuclear weapon: Not necessary

Chaos: No order

At last Do you want to say someting for turkish fan?


Have a listen to our stuff at www.myspace.com/audiokollaps or www.audiokollaps.de. Live your life according to your own rules and not to other´s opinions or influences.

Thanks for interview and we keep up with Audio Kollaps.


Belong to Extreme Haribo Culture

Devamını okuyun...>>

Rob Zombie-Sick Bubblegum





Devamını okuyun...>>

Nattefrost- Sluts of HeLL





Devamını okuyun...>>

22 Şubat 2010 Pazartesi

Superjoint Ritual - Drug Your Love



Incite the weak, prove tough, prove blunt
Bear gifts, that seize rewards - devout praise
Eradicate the will, deny resistance further
An undenying rhythm that's bad for it
I'll pass the bread I've poisoned with the hook worm

Drug your love



Restrain your hands, graft them to themselves
Piss high, down speed, the wisdom of the letch
Identified by the scars about the cock, balls, and ass
Make them kiss the bottom rung
Make them sorry for you and the fasting

Drug your love

So this is what it's grown into
It flowers, then it wraps around you
Eyes of Adam, teeth of Eve
It's natural in this progression
Spread your legs for your addiction
Spread your legs for your addiction...

...and be mystified

Mystified

Devamını okuyun...>>

21 Şubat 2010 Pazar

Gore Obsessed-The Devil Rides Out (2010)



2007'den beri çiğ/old skoll death/grind işlerini koşturan Gore Obsessed,son yıllar da ki tek başına grup olan adamlardan.Hollanda ortamlarından yetişme bu Justin adın da ki genç kazımacıya tabi ki de Razor Back Record sahip çıkmış.En azından şimdilik sadece dağıtımı yapmaktalar.

İki demonun ardından gelen yeni ep'si ile tarzını tam olarak oturtan Justin ilerliyen yıllar da güzel old skoll/grind işleri dinletecek gibime geliyor.


''The Devil Rides Out'' adlı albümün de üç parça yer almakta.

1.Satanic Rites of Dracula
2.Embraced by Death
3.The Devil Rides Out

Parçaların başlarına oldukça güzel üçte intro ekleyen eleman,introlarını Satanic Rites of Dracula,Children Should not play with dead things ve Devil Rides adlı muhteşem yapıtlardan almış.Fena tutulmuş olduğu ortada.Albüm kapağı da albümün genel satanik/vampirli konseptine cuk oturmuş.


Genel hatları ile aldığımız da müziği oldukça çiğ bütün ensturmanları da onun çalması etken olmuş olabilir.Kuşkusuz ki özellikle Impetigo dan oldukça etkilenmiş.

Satanic Rites of Dracula:1.dakikanın ardından patlayan bir parça ilkel riffler gayet klas.Bu ep'de görüyoruz ki önce ki demolarında yaptığı saçma hatalardan vazgeçmiş.

Embraced by Death:Çok klas geçiş krosları döşemiş.Tempoyu da düşürmemiş aynı hız da gidiyor.Vokallerin gaddarlığı kaçınılmaz.

The Devil Rides Out:Konser ortamında bile gideri olucak parçalardan biri spa spanın altında ki geçiş krosları 10 numara.Ara da ki aksaklıklar oldukça güzel bir hava katmış.Bundan sonra ki kaydını albüm olarak çıkartırsa kanımca bu ep de ki üç parça mutlaka yer almalı.Asphyx var-i vokalleri bu parça da ön plan da.


Son olarak bu tarzının üstüne bir kaç extreme öğe ekleyerek uzun yıllar kulaklarımıza hitap edebileceğini düşünüyorum.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Devamını okuyun...>>

Immolation - Into Everlasting Fire (Stonhenge Festival 2009)






Devamını okuyun...>>

H.G Wells-Görünmez Adam



Soğuk bir kış günü, kimselerin uğramadığı Iping Kasabasına karlar arasından, sargılar içinde, en ufak bir yeri bile görünmeyen tuhaf bir yabancı çıkagelir. Kimdir bu yabancı ? Kendi halinde deneyleriyle uğraşan bir bilimadamı mı polisten kaçmaya çalışan bir kanun kaçağı mı, yoksa bütün o giysilerinin altında bombalar taşıyan bir şüpheli mi?
Görünmezliğin kendisine binlerce avantaj sağlayacağını ve istedikleri binlerce avantaj sağlayacağını ve istediklerini elde edeceğini sanan yabancı için işler pek umduğu gibi gitmez. Havada uçuşan eşya, kaybolan paralar, kimin kime vurduğunun belli olmadığı kavga gürültü arasında gittikçe tarajik bir hal alan yabancının öyküsü, toplumun da en az kendisi kadar tuhaf olduğunu ortaya çıkaracak ve sonunda kendisine biçilen rolle dehşet saçmaya başlayan yabancı, belki de 'yabancılığın' kurbanı olacaktır.



Devamını okuyun...>>

Pieter Bruegel


























Devamını okuyun...>>
Related Posts with Thumbnails